Tüp bebek tedavisi günümüzde en çok gelişmeye açık branştır. Her geçen gün tüp bebekle ilgili yeni gelişmeler bildirilmektedir. On yıl önceye kadar tedavisi imkansız olan sorunlar, tüp bebek tedavisindeki gelişmelerle umut verici şekilde düzeltilebilmektedir. Kök hücreden yumurta ve sperm sağlayabilmek gibi gelişmelerin dışında, yaşı ilerlemiş ama anne olmak isteyen kadınlar için çeşitli güncel geliştirmeler yapılmaktadır.
Kök hücreyle ilgili geliştirmeler nasıl olmaktadır?
Dünya çapında en çok araştırılan bve geliştirilmeyen çalışan konulardan biri kök hücre ile yumurta ve sperm elde etme çalışmalarıdır. Kısırlığa yol açan sebeplerin neredeyse %80’i günümüz teknolojisi ile tüp bebek tedavi yöntemleri sayesinde düzeltilebilmektedir. Fakat erken menopoz, kadının yaşının ilerlemesi gibi sebeplerle kadından yumurta elde etmek oldukça düşük bir ihmal olarak kalmaya devam etmektedir. Bunun dışında erkekte de önceden yaşadığı hastalıklar, kullandığı ilaçlar ya da radyosyona maruz kalma sebebi ile sperm üretimi gerçekleşmeyebilmektedir.Maalesef bu gibi sorunların çözümü henüz yoktur. Gelişmiş ülkelerin bazılarında yumurta ve sperm trasnferleri ile bu soruna bir çözüm bulunabilirken, Türkiye’de bu opisyon ne yazık ki yasal değildir. Bu gibi çiftler için günümüzde DNA’lar ile kök hücreden sperm ya da yumurta elde etmek için çalışmalar yapılmaktadır. Fakat bu konular halen geliştirilen ve kesinlik kazanmamış çalışmalardır.
Kök hücreden yumurta veya sperm sağlamanın avatajları ya da dezavantajları nelerdir?
Kök hücreden yumurta ya da sperm elde etmek, henüz uygulamaya sokulan bir yöntem değildir. Bu sebeple kesin olarak avantajları ve dezavantajları olarak sıralayabileceğimiz maddeler yok. Ancak elbette ki çeşitli tahminler ön görülmektedir. Ancak, DNA şeklinde tabir edilen ve kişinin gen kodlarının yazıldığı bölgenin maruz kalacağı ufak hasarlar, ciddi kalıtsal problemlere ve sorunlara yol açabilir. Bu durum, kişiden daha büyük sorunlara yol açabilir. Doğal devinim bozulabilir.
Yeni bir yöntem olan IMSI teknolojisi ve tüp bebek ilişkisi nedir?
IMSI, ”Yüksek Mikroskopik Büyütmeyle Seçilmiş Sperm Mikroenjeksiyonu” olarak geçer. Tüp bebek tedavisi için en ideal spermin ayırt edilmesi ile gebelik oranları arttırılabilmektedir. Tüp bebek tedavisinde oldukça uzun yıllardır zaten mikroskop altında sperm seçme tekniği uygulanmaktadır. Ancak IMSI yönteminde, spermler 100 kat büyütülmektedir. Bu sayede spermin tüm ayrıntılarını oldukça kesin bir şekilde görmek mümkündür. Bu sayede şekil bakımından en ideal spermler tercih edilebilir. Şiddetli sperm problemi olan kişilerde sağlıklı ve kaliteli spermleri ayırt edebilmek, hamilelik oranlarını arttırabilmektedir.
İlk Tüp Bebekten Bugüne
İlk tüp bebek, 1978 yılında dünyaya gelmiştir. O zamandan bu zaman oldukça baş döndüren çalışmalara imza atılmıştır. Tüp bebek tedavisinde uygulanan tedavi yöntemleri, bugüne kadar oldukça geliştirilmiştir. Kullanılan ilaçlar ve dozlar değiştirilmiş, yumurta toplama işlemleri artık ağrısız şekilde yapılmaya başlanmış, sperm ve yumurtaların en kaliteli olanları seçilmeye başlanmış ve kısırlıkla ilgili birçok konu hakkında çözüm bulunmuştur.
Tüp bebek tedavisinde, yumurtalık uyarılması adına uygulanan ilk ilaçlar (gonadotropinler), menopoz dönemindeki kadınalrın idrarından sağlanmaktaydı. Ancak günümüzde bu ilaçlar rekombinant teknolojisiyle elde edilmektedir. Eski ilaçlara göre daha etkin ve güvenlidir.
Yumurtalık uyarıcı ilaçlar, eskiden her gün kullanılmakta idi. Ancak günümüzde bu ilaçlar, tek iğne ile uygulanmaktadır.
Tüp bebek tedavisinde baskılayıcı şeklinde isimlendirilen ilaçlar da yeniliklerden geri kalmamıştır. Gelişitirilen ilaçlar, ilk ilaçlardan çok daha etkindirler. İlk baskılayıcı ilaçların Nobel ödülü aldığı düşünülürse, bu oldukça önemli bir gelişmedir.
Yumurtaların çatlaması ve olgunlaşması için uygulanan ilaçlar da geliştirilmiş, yenilenmiştir. Tüp bebeğin uygulanmaya başladığı ilk zamanlarda, ilaçlar insan idrarından elde ediliyordur. Günümüzde ise rekombinant teknolojisi ile elde edilmektedir.
ICSI yönteminde Günümüz
Ayırt edilen kaliteli yumurta ve spermlerin birleştirilerek döllenmesi için beklenmeye başlanır. Fakat 1990 senesinde Brüksel’de Paul Devroey ve ekibi tarafından geliştirilen ICSI tekniği, günümüzde birçok merkezde standart şekilde uygulanmaktadır. Bu yöntem, tüp bebek için oldukça önemli bir gelişmedir. ICSI tekniğinde, sperm yumurta içine doğrudan bir şekilde enjekte edilir. Bu yöntem için yalnızca bir sperm ve bir yumurtaya sahip olmak yeterli olacaktır. Özellikle erkek kaynaklı kısırlık sorunlarında bu yöntem ile çocuk sahibi olmak mümkündür.
Döllenme ardından embriyolar, uygun kültür sistemleri ile transfer gününe kadar izlenmektedir. Eski zamanlarda çoğunlukla 2.-3. günde transfer aşamasına geçilir. Ancak günümüzde trasnferler 5. gün dahi yapılabilmektedir. Bu günlerde yapılan transferler ile gebelik şansı daha fazla olmaktadır.
Günümüzde embriyoların takibi için geliştirilen bir başka mekanizma da vardır. Bu da ”embriyoskop” yöntemidir. Bu sayede ısı değişikliklerine oldukça duyarlı olan embriyolar dış koşullara maruz kalmadan incelenebilmektedir. İçindeki kameralar sayesinde embriyoların bölünme hızı ve gelişimi de herhangi bir notka kaçırılmadan incelenebilir.